İkinci yaşımızı Kartepe de kızak kayarak kutlama planlarımız vardı ama lodostan karlar eriyip, pistler kapanınca bir gece önceden babaanne dede ve halayla beraber evde kutlayıp, 7 mart pazar günümüzü Aziz Nesin Çiftliğinde geçirdik. Hava oldukça serin. Doğayla iç içeyiz.
Sabah kahvaltısını çamurla karışık çimlerin arasında oynayarak yaptık. Çiftliğin organik ürünlerinden oluşan bir kahvaltı. Taze süt, yumurta, peynir, bal, domates.
Kahvaltıdan sonra ağaçlar dikildi. Vakfa destek olmak adına. Çiftlik hayvanlarını gördük. İnekler elimizi yaladı. Memelerine baktık yakından. Uyumadan önce içtiğimiz sütün kaynağı burada. Sonra koyunların ve daha sonra tavukların olduğu bölümü dolaştık. Benim kuzucuklarımda kuzulara karıştı. Tavukların samanların arasındaki yumurtalarına baktık.
Taşla, çamurla, suyla , köpeklerle oynadık. Günün en favori oyuncağı bisiklet tekerlekleri ve küçük kulube oldu. Sanki onların boyuna göre. Kulubenin içinde uzun süre oynadılar. Açık havada ve hareketli olunca, çabucak gelen öğlen uykusu arabada. Anneyle babayada üniversite yıllarımızı hatırlatan, içimizi ısıtan şarkılarla müzik dinletisi. Ardından Vakıf binasını ziyaret edip, müze olan bölümü gezdik ve birkaç kitap aldık. Girişte bir piyano. Üstü örtüyle kapalı, dokunmayın yazıyor. Sorduk neden böyle. Selde çamurların içinde kalmış. Artık kullanılmayacakmış. Üst katta orada kalan yavruların tiyatro çalışması vardı. Biri piyano çalıyordu. Çook duygulandım yavruları görünce. Kimbilir ne başarılı adamlar çıkacak içlerinden. 23 Nisanda görüşmek üzere ayrıldık aralarından .
Dönüşte büyük dayı ve büyük teyzeyle yeniden pasta kestik. Mumları tekrar tekrar yakıp üfledik. Ve hayatımıza giren iki yeni kelime. İyiki doğdun. İyiki doğdun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder