5 Şubat 2012 Pazar

Dali'yi keşfetmek


Mevsim normallerinin üstünde, Ilık bir şubat haftasonunda Tophaneye doğru yollandık. Daha evvelki Dali'nin sergisine 3 yıl önce babayla beraber Sabancı Müzesinde gitmiştik. Bu seferki de diğeri kadar kalabalıktı. Bizde kalabalıktık. İki yavruyla. Serginin girişinde çocukların ilgisini ilk çeken şey Dali'nin bıyıkları oldu. Uzun ince ve yukarıya kıvrık. Neden öyle anne. Sanırım resimleri gibi sıra dışı olmak için çocuklar. Sergiyi dolaştıkça, bunlar canavar mı anne. Canavar değil. Sürrealist resimler bunlar. Ben bile gerçek gözle anlayamazken Dali'yi. Çocuklara açıklamakta zorlandım. Onları gezdirmekteki tek amacım yorum yapmak değil sanat farkındalığı yaratmak. İpek aniden bak burada peri var anne. Meleklerin resimleri. Daha neler var. Çekmeceli vücutlar, ağızdan çıkan bacaklar, örümceğe benzeyen kadın, Gala ile akşam yemeğindeki filler ıstakozlar. Anne onları kalemle mi çizmiş. Bazılarını kalemle, bazılarını suluboya, bazılarını yağlıboya ile. Minos adlı resimde anne pipisine bak dedi. Resmin ön ve arkası birbirine karıştığı için anlayamadı . Aslında o omurgasının uzantısıydı. Kürek kemiklerinide memeye benzetti İpek. Saatler ilerledikçe yavrular yoruldu ve oturacak birkaç tabureden başka yer yoktu. Kafeteryada yoktu. Sıkılıp mızırdanmaya başlayınca, tamamını gezemeden , sergi katoloğunu alıp ayrıldık. Organizasyon bir öncekine göre kötüydü. Katolog kitaplıklarındaki yerini aldı. Evde ara sıra açıp sergideki resimlerine bakıyoruz. Her seferinde yeni bişeyler keşfediyoruz.