Yolun neredeyse İstanbul sınırına yakın olması ve çocuklarla otobüs metrobüs yolculuğu zorlar düşüncesiyle kararsızdık. O zaman bugün tiyatroya gidelim. Kırmızı başlıklı kızın kukla oyununa gittik. Oyundan sonra gaza gelip ani bir kararla yola düştük. Otobüs, metrobüs, tekrar metrobüs,ve aktarma otobüsüyle. 2 çocuk, bir sırt çantası, iki balon elimizde. Öncesinde çocukları yolda oyalayabilecek alışverişi yaptık. Su, çubuk, sakız vs. Hem trafik hem yol uzun. Tıklım tıklım metrobüste çişleri gelmesin diye dua ettim. Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik. Yaklaşık 2,5 saatte vardık Tüyap’a . Çocuklarla beraber dolaştık önce.
Tubitak’tan onların alışverişini yaptım. Sonra ayrıldık. Cem ve Sencer Penguen ve Aziz Nesin Vakfının standına gittiler. Sencer mini mini Mualla’yı almış. Bu arada Vakıf çocuk kitapları da basmaya başlamış. İpek ve ben Versus Yayınlarına gittik.
Küçük Kara Balık’a bakarken ,İpek görevli kızın bir sözüne içerleyip ağlamaya başlayınca kitabı bize hediye ettiler. Hep beraber Doğan Egmont Çocuk Şenliğinde buluştuk.
Yavruların çişi yemeği derken baktık vakit sınırlı, ağır ağır dolaşamayacağız. Önce ben çocuklarla şenlikte kalıp Cem yarım saat dolaşmaya çıktı, sonra o çocuklarla kalıp ben çıktım dolaşmaya. Büyük keyif binlerce kitap arasında dolaşmak. Dönüşte elimize extra poşetler dolunca, çocuklara çaktırmadan balonları devre dışı bıraktık. Tekrar metrobüs otobüs zinciri. Eve geldik. Çocuklar yorgunluktan uyudu. Açtık Şirince meyve şarabımızı. Döktük kitaplarımızı ortaya. Bir oh çektik. Ne mutlu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder