7 Mayıs 2010 Cuma

EKET Fuarı ve Montessori Söyleşisi

7 Mayıs cuma öğleden sonra işyerinden izin alıp fuara gittim. Zuhal ve Eylem hanımların montessori sunumları vardı. Sonra stand ta materyal tanıtımlarını yaptılar. Ertesi gün babayla birlikte gittik fuara. Kitaplarda yada nette gördüğüm materyallari tek tek inceleme şansı buldum. Hocaların hepsi son derece güleryüzlü ve paylaşımcı.Başka bir standta Emel hanımla sohbet ettik. Şimdilerde kendisi öğretmenim oldu. Biraz montessori okul projesinden bahsettik. Bu arada ilk defa duyduğum bir kavram vardı. Montessoriciler materyal kullanımında katı ve esnek olmak üzere ikiye ayrılıyorlarmış. Ayrıca başka firmaların standlarında da güzel malzemeler vardı. Yabancı bir firmadan büyüteçli böcek inceleme kavanozu siparişi verdim. İçine sinek, kelebek, arı yada herhangi bir zararsız böcek koyup, kaç tane bacağı var sayabiliriz yada başka özelliklerini inceleyebiliriz. Zuhal Bilir Meıer'in sunumundan notlar; Montessori eğitiminin geleneksel sistemden farkını anlatarak başladı konuşmasına. Gelenekselde yetişkinin kafa yapısı nasılsa çocuğuda aynı şekle sokuyor. Eğitimde zorlama var ve yetişkin çocuğu yönlendiriyor. Kitle eğitimi yapılıyor. İnsan doğasının iyi olmadığını ve kontrol altına almak gerektiğini düşünürler. Ödül, ceza, hiyerarşik öğrenci öğretmen ilişkisi ve sınırlama vardır. Çocuğun ne zaman yemek yiyeceğine, doyup doymadığına aile karar verir. Alternatif eğitimde ise herkes aynı anda öğrenemez. Hazır olamaz. Eğitim bireyseldir ve çocuk seçimlerinde kendi karar alır. Öğrenme ihtiyaç ve istekle başlar. İnsan doğasının iyi olduğu düşünülür. Baskıya gerek yoktur. Montessori metodunun temeli budur. Çocuk ailenin mülkü değildir. Kişiliğine , karalarına saygı duyulur. Çocuğa ne yapılırsa açıklanır. Maria Montessorinin kısaca hayatıyla devam etti söyleşi. 1870- 1952 yılları arasında yaşamış. 140 yıl önceki dönem. Tıp eğitimi aldığı yıllarda oldukça zorluk çekmiş. Kadınlar ve erkekler birlikte kadavra inceleyemiyor ve akşamları tek başına kadavra ile çalışıyor. Tıp tahsili sonunda zihinsel engelli çocuklarla yaptığı çalışmaların başarısından sonra normal çocuklarla çalışmaya başlıyor. Jean-Marc Gaspard Itard, Eduard Seguın, Jean- Jacques Rousseau, Jean Heinrich Pestalozzi, Friedrich Fröbell, Jakob Rodrıquez Pereira, Ellen Key ‘in düşüncelerini sentezleyerek bu metot oluşuyor. Hollanda, Hindistan, Amerika, İngiltere de yaşadığı dönemlerde yaygınlaşıyor. 1907 de İlk çocuklar evi kuruluyor. Aslında metot tam anlamıyla burada uygulanmaya başlanmıyor. Sınıf işçi çocuklarından oluşuyor. Çalışırken çocukları gözlemliyor ve metodun ilkeleri şekilleniyor. Burası bir yerde deney alanı olmuş Maria Montessoriye. Çocuklar kendilerine son derece güvenirler ve yeterince güçlüdürler. Gereksiz yardımlardan uzak durmak, kendi başına yapabilmesi için olanak sağlamak gerekir. Eğitim kişinin özgürleşmesinden gelir. Montessoride çocuklar iş yapmayı seviyor. Yüksek konsantrasyonları var. Yetişkinden bağımsızlar. Başkalarına saygılı ve çevrelerine duyarlılar. Ödülü, cezayı, korkuyu, yalanı red ediyorlar. Bir Montessori eğitimcisi çok bilgili ve iyi bir gözlemci olmalı. Her gün yeni öğretmen olarak gelecek. Kendini geliştirecek. Örneğin metal parlatma çalışması sırasında metal çeşitleri anlatılır. Gümüş-demir-pirinç gibi. Metaller nerden geliyorlar. Yerin altındalar. Kozmik eğitim sağlanıyor. Sonrasında metallerden oluşan albüm sunulabilir. Çocuk meraklandırılır. Eğitimci çocuğun nasıl, ne zaman , nelerden hoşlanıyor, arkadaşlarıyla ilişkisi , nerede zorlanıyor aynı zamanda tasarımcı, heyecanlı ama dışarıdan pasif görünen olmalı. Yapılandırılmış çevrede çocuk özgürce hareket etmeli , Çocuk bir adım önde gibi görünsede eğitimci daima aktiftir. Çocuk bağımsızlaştığı ölçüde özgürdür. Kendi ayakkabısını montunu kendisi giyecek. MM . çocuğa çalışan ve düşünen işçidir der. Söyleşinin sonunda Zuhal Bilir Meıer’in eşi beyin ve öğrenme ile ilgili bir sunum yaptı. Maymunlarla bir çalışma yapılıyor. Araştırmacılar başlarına elektrotlar bağlayarak beynin aktivitelerini ölçüyorlar. Birgün yemek molasında makineleri kapatmayı unutuyorlar . Maymunların yemek yememesine rağmen , çizelgeler yemek yer gibi çalışmış. Kimse onlara yemek vermedi ama yemek yiyenleri gözlemlediler. Bu öğrenmenin temeli 12 yıl önce keşfedilmiş. İzleyerek öğrenme . Bilinçli ve bilinçsiz zihin bu kurala göre hareket eder. Hücrelerimiz bizim kaderimiz değil. Yüzyıl önce Montessorinin beyinle ilgili açıklamaları bugün ispatlanıyor. Bugün ; meraklı ,soran, keşifçi, karıştıran , yeni şeyler bulan çocuklar sayesinde yaşıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder