21 Temmuz 2010 Çarşamba

Sıradan bir gün nasıl geçti

Maaile uyurken sabaha karşı Sencerin elinde biberonla gözümü açtım. Anne süt diye başımda bekliyor. İpek ve baba uyumakta. Sütünü verdikten sonra, hadi oğlum şimdi yatağına yat biraz daha uyuyalım. Uyumuyor . Sonra baba kalkıyor işe gidecek. Sencer kule yapıcam diyor akşamdan kalma yerdeki bloklarla. Onun sevinç nidalarına İpekte uyanıyor. Hafta sonu ve ben, uyumak istiyordum ama. Sabah 7:30 doğru banyoya. Eller yüz ve popolar yıkanıyor. Kule yaptıkları bloklarda küvetin içinde . Onları giydiriyorum. Altlarını bağlamıyorum. Tuvalet eğitimine başlayacağız ağustosun ilk haftası izne çıkınca. Şimdiden denemeler yapıyoruz. Bu sırada babayı geçiriyoruz. Güle güle. Sen kapatacaksın ben kapatacağım. Kapıyı kapatma kavgası. O zaman sırayla kapatacaksınız. Cocuklar oyuncaklarla oynarken ve arada bbc kukla show izlerken, kahvaltıyı hazırlıyorum. Bu arada soruyorum çişi olan varmı. Yok anneee. Sonra kahvaltı faslı. Tam masaya oturmuşken, Sencer çişim var diyor. Hemen lazımlığa koşuyoruz. Ama yapmıyor. Dede babanne, Sencerle kahvaltıya devam. İpek kahvaltı etmek istemiyor. Tokalarıyla oynuyor. İkna edip bizde kahvaltımızı ediyoruz. İlk çayım buz oluyor. İkincisi yarım kalıyor. Ne o, ikiz annesi kahvaltı etti. Sonra alıyorum çocukları doğru parka. Çıkmadan çişler lazımlığa yapılıyor. İçimden bu işi kolay atlatacağız gibi geliyor. Ben İpeği giydirirken Sencer kendi kendine lazımlığa çişini yaptı. Daha evvel ona söylediğimde ben halıya yapıcam demişti. Parkta klasik kum kova kamyon kürek salıncak kaydırak ardından kelebek ve serçe yakalamaca oynadık. Birde topaç götürdük bugün. Böyle olunca sürekli koştuklarından enerjilerini boşaltabiliyorlar ve öğlen uykusu kolay oluyor. Dönüş yolunda kum kovasına taş doldurduk. Yollardan toplayarak. Eve gelince ikisi birden duşa. Taşlarda beraber küvetin içine. Sonra yemek ve öğlen uykusu. Sencer 10 dakika içinde uyudu. İpek de tık yok. Bu kız uykuyu hiç sevmiyor. Çıkardım renk tabletlerini. 2. Kutudayız. Buradan bana bildiği renklerin isimlerini söylemesini istedim. Siyah gri ve mor dışındakileri bildi. Eski bildikleriyle tekrar yaptık. Eşleştirme ve öğrenimde 3. aşama. Siyah gri ve morla çalışmak istemedi. Belki ertesi gün tekrar deneriz. Ve tüm kutuyla tekrar yaparız. Sonra oyuncaklarla oynamaya devam. Ben yarım saat kişisel işlerime vakit ayırırken, babanne İpeği uyutuyor. Kızım bana doyamadığından sanırım yanındayken uyumuyor. Nihayet ikiside uykuda. Evde derin bir sessizlik. Sencerin uyanmasına 45 dakika var yok. Gazetemi okusam, maillerimemi baksam , vakitsizlikten kurstan kalan resim ve notlarımı toparlasam. Blog mu yazsam, ne zamandır çocuklarıma dair yazamadım. Gazeteyi gece okurum. Önce notlarımı düzeltmeye devam edeyim. Bir yandan aklımda çocuklara sözcük kartları ve kitap hazırlamak var. 5 te babamız geldi, kapıyı açarken Sencerin sesi duyuldu. Hep beraber oynamaca, derken İpek uyandı. Arada çocukların kremalı büskivi arasındaki kaymak yeme şekilleri. Akşam yemeği saati yine bir kapışma, sen benim domatesimi aldın. O beniimmm. Yemekten sonra ellerimi yıkayacağım bahanesiyle ,yaklaşık 1 saat lavobada oynama. Su vanasını iyice kıstım. İp gibi akıyor.Üst baş sırıl sıklam. Şişeler dolup boşalıyor. Sonra sıkılıp bırakıyorlar. Sürekli bir kapışma hali . Bir bakıyorum şarkı söylüyorlar, bir bakıyorum birbirlerinin saçları avuçlarında. Bu aralar en çok benim kavgası yapıyorlar. Sonra hazırladık kendimize büyükçe bir çanta. İpek ve Sencere 5 er takım kıyafet. Çok gibi görünüyor ama oynayacakları mekan üstlerini batırmaya çok müsait. Kirlenmek güzeldir misali anniş de müdahale etmeyince. Çocuklar özgürce oynuyor. Selma teyzeyle, Erdinç dayı bizi çok özlemişler. Telefon ettiler, İllaki gelin. Hem orada vakit geçirecek deli gibi aktivite var. Bi defa bahçe var. Orda suyla toprakla oynamak çook keyifli. Ektiğimiz domatesleri suluyorlar. Dayının dükkanı var atölye desek daha doğru olur. Dayısı bir torba kum döküyor. Birazda suyla karıyor. Kumdan kaleler yapabiliyorlar. Bisikletlerimizde orda. Kaydırağıda oraya götürmüştük. Birde gerçek kepçe çalışıyormuş ki evlerinin yan tarafında. Saatlerce balkondan kepçenin kamyona toprakları doldurmasını izlediler yarım ağız anlata anlata. Ertesi günde havuzu suyla doldurup oyuncaklarıda içine atıp bi güzel oynadık. Burda nasıl vakit geçtiğini anlamıyorum. Geleli 24 saat olmuş. Eve dönme zamanı. Cemle diyoruz ki çocukları biraz yürütelim. İyice yorulsunlar. Uyuturken zorlanmayalım. Yürüdük , sanırım 1 saati bulmuştu. Gene yollardan taş topladık , özellikle Sencer arnavut kaldırımındaki gibi taşları kucaklamak istiyor. Taşıyamayınca anne yardım et bağrışları, tümseklerden atla, merdivenlerden in çık. Nihayet eve döndüğümüzde taşlarla eller yüzler yıkandı. Ardından ılık sütler ve tatlı rüyalar. Netice: Hafta içi iştesin diye vicdan yap. Hafta sonu hiç dinlenmeden çocuklarla oyna. Ertesi gün sabah altıda kalk işe git. Şikayetçimiyim? Yoo. Maaşallah hala enerjim yetiyor. Allah sağlık versin gerisi vız gelir. En büyük motivasyon sırrım da annem diye koynuma sokulan iki yavru. Gölgemi bile takip eden iki çift göz.

4 yorum:

  1. Allah mutluluğunuzu daim etsin inşallah,. yazılarınızdan bile mutluluğunuz belli oluyo kim bilir koştururken ne kadar mutlusunuzdur

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim. Bazen engelli yada hasta çocukları olan anneleri düşünüyorum. Bizimkilerin yorgunluğu onların yanında hiçbişey. Hem ben anne olmak için yaratılanlardanım:)

    YanıtlaSil
  3. ne güzel yazmışsın :)
    enerjin hiç bitmesin.
    mutluluklar...

    YanıtlaSil
  4. Thank you for the info. It sounds pretty user friendly. I guess I’ll pick one up for fun. thank u



    Ipek Hali

    YanıtlaSil